Tarhana
Kesin olmayan söylentiye göre yoğurdun saklanma çabaları sonrasında bu yöntemin bulunduğudur. Rivayetler biryana bırakılsa bile geçmişinin çok öncelere gittiği havası kokusundan hissedilmektedir. En yaygın kullanım alanı genellikle kış aylarında zevkle yemeklerimizin yanında veyada ana menü olarak Tarhana çorbasıdır.
Tarhananın Hikayesi
Osmanlı Padişahlarından ulu sultan Yavuz Sultan Selim bir ramazan ayı akşamı kılık değiştirip halkın arasında dolaşmak ister. Veziri gerekli hazırlıkları yapar ve dışarıya çıkılır. İftar vakti yaklaşmaktadır topun patladığını duyan padişah ve vezirine bilmez yere bir yaşlı kadın seslenir –evlatlarım gelin iftar vakti geldi, diyerek onları davet eder. Sultan bu çağrıya duyarsız kalmaz ve girerler birde yaşlı amca vardır. Sofraya oturulur ortaya adını bu hadiseden alacak olan tarhana çorbası iner. Ana yemekte ara yemekte budur. Vezir – padişahım çorba ne güzeldi değilmi deyince yaşlı çift durumu anlar.
Dar hane Çorbası
Vay be siz padişahımızmıydınız, kusura bakmayın biz yoksul bir aileyiz habersiz olaraktan normal yiyeceklerimizden size ikram etmezdik, padişahımıza daha çeşitli ve güzel sofra hazırlardık. Biz dar geçimli bir haneyiz size dar hane çorbası ikram edebildik derler. Ve bu kıssadan sonra dar hane çorbası kalır ismi, zamanlada Tarhana olarak zihinlere yer eder.